Hükümet merkezi, düşmanların şiddetli çemberi içindeydi. Siyasal ve askeri bir çember vardı. İşte böyle bir çember içinde yurdu savunacak, halkın ve devletin bağımsızlığını koruyacak (silahlı) kuvvetlere (onlar) emrediyorlardı. Bu biçimde yapılan emirlerle, devlet ve halkın araçları temel görevlerini yapamıyorlardı. Yapamazlardı da. Bu araçları savunmanın birincisi olan ordu da, ordu adını korumakla birlikte, elbette temel görevini yerine getirmekten yoksundu. İşte bunun içindir ki, yurdu savunmaktan ve korumaktan ibaret olan temel görevi yerine getirmek, doğrudan doğruya halkın kendisine kalıyordu... İşte buna KUVÂ-Yİ MİLLİYE diyoruz... 1923
VATAN POSTASI BATI

Gazeteler

(27 MAYIS İÇİN) 1. VE 2. KUVAYİMİLLİYECİLİĞİMİZ, VATAN PARTİSİ PROGRAMI GEREKÇESİ

Yazar Dr. Hikmet Kıvılcımlı
27 05 2007

(Bu kitapçığın,Öner Gürcan Kütüphanesi 'nden bulunabilecek, Dr. Hikmet Kıvılcımlı'nın "27 Mayıs ve Yön Hareketi'nin Sınıfsal Eleştirisi" kitabı ile birlikte değerlendirilmesi; konunun daha etraflı anlaşılmasına katkıda bulunacaktır.V.P.)

Bu kitapçık 1954 yılı, pratik bir maksatla kaleme alındı. Maksat: Birinci Kuvayi Milliye hareketinden çıkacak derslerle, ikinci bir iktisadi Kuvayi Milliye lüzumunu belirtmekti. Birinci Kuvayimilliye Seferi: Topluluğumuzu boğan iç ve dış tesirli TEFECİ-BEZİRGAN kabusuna karşı idi. İkinci Kuvayimilliye Seferi: Aynı kabusa karşı, toprak reformu ve ağır sanayi temelleri üzerinde, modern halk teşebbüs, teşkilat ve kontrolü altında, iktisadi, içtimai kalkınmamızı millete mal etmekti…

Vatan Partisi’ne göre: Olayların kendiliğinden gelişimiyle, İkinci Kuvayımilliye seferberliğimiz, istesek de, istemesek de, günün meselesidir. Bu meseleyi bir köşeciğinden de “GEREKÇE”miz aydınlatacaktır, sanıyoruz. Sözlerin buruk ve ekşi tarafları, ilk hamlılığına bağışlansın. Bir partinin klasik edebiyatı arasına girmiş ve ana çizgileri doğru çıkmış bir yazının kusurlarını rötuş etmeye kimsenin hakkı yoktur. Yalnız, 1954’ten sonra ele geçip de, açıklamaya yarayacak olayları sahife altlarına “Not” etmekten kendimizi alamadık.

Mübarek iktisadi ve içtimai (ekonomik ve sosyal) kuvayimilliye seferimiz, sevgili milletimize uğurlu olsun...

“Vazifeye atılmak için, içinde bulunduğun vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin!” (Mustafa Kemal. “NUTUK”, sahife 646)

Korku, hiçbir hastalığa ilaç değildir. Bilakis, her illetin başı korkudur. Vatan aşkını söylemekten korkar hale gelmektense, ölmek daha iyidir. Mustafa Kemal diyor ki:

“İstikbalde dahi seni (İstiklal ve Cumhuriyet) hazinenden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedhahların (kötülük isteyenler) olacaktır… Düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren veya hile ile vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet fakru zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.



“Ey Türk İstiklalinin Evladı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır.”

Vatan Partisi, kulaklarında bu öğüt çınlayarak doğdu...DEVAM