Hükümet merkezi, düşmanların şiddetli çemberi içindeydi. Siyasal ve askeri bir çember vardı. İşte böyle bir çember içinde yurdu savunacak, halkın ve devletin bağımsızlığını koruyacak (silahlı) kuvvetlere (onlar) emrediyorlardı. Bu biçimde yapılan emirlerle, devlet ve halkın araçları temel görevlerini yapamıyorlardı. Yapamazlardı da. Bu araçları savunmanın birincisi olan ordu da, ordu adını korumakla birlikte, elbette temel görevini yerine getirmekten yoksundu. İşte bunun içindir ki, yurdu savunmaktan ve korumaktan ibaret olan temel görevi yerine getirmek, doğrudan doğruya halkın kendisine kalıyordu... İşte buna KUVÂ-Yİ MİLLİYE diyoruz... 1923
VATAN POSTASI BATI

Gazeteler

YANLIŞ HESAP BAĞDAT'TAN DA, ANKARA'DAN DA, TAHRAN'DAN DA, ŞAM'DAN DA, FİLİSTİN'DEN DE DÖNER!

Yazar Nezih Gençler
03 03 2007

Bölgemizde 1990’lı yıllara damgasını vuran slogan “Son sosyalist devleti yıkıyoruz!” sloganıdır...

Öyle ya! Emperyalist ağababaları Sovyetler Birliği’ni “yıkarlar” da, bağımlı ülkelerde iktidarlı-muhalefetli işbirlikçi kuklalar, maşalar ya da dışa bağımlı sözde “özgürlükçü muhalefet” çeteleri hiç boş dururlar mı? Onlar da boylarına göre yıkacak bir şeyler buldular!

“Sosyalist devlet”ler dedikleri ulusal ve sosyal devlet yapısından arta kalan, sömürü ve talan için ayak bağı Cumhuriyetler hedef tahtasına kondu. Türkiye, Irak, Suriye, İran . . . Kuzey Kore, Venezüella . . .

DEVAM