Hükümet merkezi, düşmanların şiddetli çemberi içindeydi. Siyasal ve askeri bir çember vardı. İşte böyle bir çember içinde yurdu savunacak, halkın ve devletin bağımsızlığını koruyacak (silahlı) kuvvetlere (onlar) emrediyorlardı. Bu biçimde yapılan emirlerle, devlet ve halkın araçları temel görevlerini yapamıyorlardı. Yapamazlardı da. Bu araçları savunmanın birincisi olan ordu da, ordu adını korumakla birlikte, elbette temel görevini yerine getirmekten yoksundu. İşte bunun içindir ki, yurdu savunmaktan ve korumaktan ibaret olan temel görevi yerine getirmek, doğrudan doğruya halkın kendisine kalıyordu... İşte buna KUVÂ-Yİ MİLLİYE diyoruz... 1923
VATAN POSTASI BATI

Gazeteler

YAPAY BİR "TÜRK SOSYALİZMİ" YARATMA ÇABALARI İÇERİSİNDE "YÖN" DEVRİMCİLİĞİ VE "ULUSALCILIK"

Yazar Çağdaş Balcı
06 09 2007
... Kıvılcımlı’nın da belirttiği gibi, kendi içlerinde emperyalizme karşı samimi karşıtlık duyguları besleyenler çoğunlukta olsalar bile, girilen yol yanlış olduğundan son tahlilde kazanacak olan kapitalizmdir. Kapitalizmin piyasa yöntemlerini kullanarak kendisi baskı aracı olan devlet içerisindeki iç dinamikleri, sınıf çelişkileri doğrultusunda harekete geçirdiği kavranmadığı an, savunulan antiemperyalizm boş bir iddia olarak kalmaya mahkumdur. Günümüz Yönizmi olan ulusalcılığın da bu batağa saplandığı açıktır. Ülke içinde, özel sermayenin varlığını geliştirmeyi, milli diye benimsenen Koç’ların büyümesinden duyulan zevki, antiemperyalizm ile özdeşleştirmişlerdir. Dolayısıyla kendilerinden daha antikapitalist olan Erbakan ile Haydar Baş’ın dahi gerisine düşmüş durumdadırlar. Feodalizme ve emperyalizme karşı milliyetçi ideologların pompaladığı devlet kapitalizmi laiklik-şeriat kavgasında dahi sermayenin sözcülüğünü üstlenerek laik saflarda gizlenmişlerdir. Uluslar arası politikada da Avrasyacılık ideolojisiyle üçüncü dünyacı bir kapitalist bloğa hizmet edilmektedir...DEVAM