Hükümet merkezi, düşmanların şiddetli çemberi içindeydi. Siyasal ve askeri bir çember vardı. İşte böyle bir çember içinde yurdu savunacak, halkın ve devletin bağımsızlığını koruyacak (silahlı) kuvvetlere (onlar) emrediyorlardı. Bu biçimde yapılan emirlerle, devlet ve halkın araçları temel görevlerini yapamıyorlardı. Yapamazlardı da. Bu araçları savunmanın birincisi olan ordu da, ordu adını korumakla birlikte, elbette temel görevini yerine getirmekten yoksundu. İşte bunun içindir ki, yurdu savunmaktan ve korumaktan ibaret olan temel görevi yerine getirmek, doğrudan doğruya halkın kendisine kalıyordu... İşte buna KUVÂ-Yİ MİLLİYE diyoruz... 1923
VATAN POSTASI BATI

Gazeteler

ABD'YE RAĞMEN DARBE VE TALAT AYDEMİR - FETHİ GÜRCAN DENEYİMİ

Yazar Bedrettin Mahmud
21 08 2007

Türkiye’de ordu - siyaset ilişkisi hakkında her konuşulduğunda 1960 27 Mayıs'ından başlanır, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ve son olarak 28 Şubat 1997’den bahsedilir.

Bunların kimisi apaçık darbedir, kimisi muhtıra. Ancak hepsinin ortak yanı sivil siyasetin doğal işleyişini değiştirecek askeri müdahaleler olmalarıdır.

Ancak her nedense, 21 Mayıs 1963 olaylarının üzerinde pek konuşulmaz...
DEVAM