Hükümet merkezi, düşmanların şiddetli çemberi içindeydi. Siyasal ve askeri bir çember vardı. İşte böyle bir çember içinde yurdu savunacak, halkın ve devletin bağımsızlığını koruyacak (silahlı) kuvvetlere (onlar) emrediyorlardı. Bu biçimde yapılan emirlerle, devlet ve halkın araçları temel görevlerini yapamıyorlardı. Yapamazlardı da. Bu araçları savunmanın birincisi olan ordu da, ordu adını korumakla birlikte, elbette temel görevini yerine getirmekten yoksundu. İşte bunun içindir ki, yurdu savunmaktan ve korumaktan ibaret olan temel görevi yerine getirmek, doğrudan doğruya halkın kendisine kalıyordu... İşte buna KUVÂ-Yİ MİLLİYE diyoruz... 1923
VATAN POSTASI BATI

Gazeteler

AYDIN SORUMLULUĞU, KÜBA, ABD VE İNSAN HAKLARI

Yazar James Petras - sendika.org
13 09 2007

Milliyet gazetesinin haberine göre “ÖDP İstanbul milletvekili Ufuk Uras, 'Küba lideri Fidel Castro'nun izlediği politikayı beğeniyor musunuz? Hayranlığınız var mı?' şeklindeki soruyu yanıtlarken şöyle konuştu: 'Ben, demokratik çoğulcu bir siyasi yapıyı tercih ederim. Basın özgürlüğünün olduğu, siyasi partilerin özgür olduğu bir yapılanmayı tercih ederim. Dolayısıyla tek partili rejimlere özel bir hayranlık duymuyorum. Fidel Castro'nun yıllardan beri Amerika'ya karşı kafa tutması önemli bir başarıdır ama bizim için yeterli değildir. Küba sosyalizmi deneyimi aşılarak, bunun özgürlükçü, demokratik, çoğulcu bir yapıya evrilmesi gerekiyor. Böyle olursa sevgim ve hayranlığım daha fazla artar. Bu haliyle değil.'”

Uras’ın bu sözleri üzerine, son dönemde Küba’ya yönelik eleştirileriyle gündeme gelen James Petras’ın, aydınların Küba’ya bakışını değerlendiren bu makalesini hatırlamanın faydalı olacağını düşünüyoruz (Sendika.Org).

Biz de öyle düşünüyoruz... (V.P.)DEVAM