Hükümet merkezi, düşmanların şiddetli çemberi içindeydi. Siyasal ve askeri bir çember vardı. İşte böyle bir çember içinde yurdu savunacak, halkın ve devletin bağımsızlığını koruyacak (silahlı) kuvvetlere (onlar) emrediyorlardı. Bu biçimde yapılan emirlerle, devlet ve halkın araçları temel görevlerini yapamıyorlardı. Yapamazlardı da. Bu araçları savunmanın birincisi olan ordu da, ordu adını korumakla birlikte, elbette temel görevini yerine getirmekten yoksundu. İşte bunun içindir ki, yurdu savunmaktan ve korumaktan ibaret olan temel görevi yerine getirmek, doğrudan doğruya halkın kendisine kalıyordu... İşte buna KUVÂ-Yİ MİLLİYE diyoruz... 1923
VATAN POSTASI BATI

Gazeteler

SİVİL SAVUNMA SEFERBERLİĞİ (1)

Vatan Postası Çalışanları
13 02 2007

MİNİMA (ASGARİ) PROGRAM, MAKSİMA (AZAMİ) PROGRAMSIZ OLAMIYOR.

YAKLAŞIK 7000 YIL ÖNCE GİRDİĞİMİZ SINIFLI-DEVLETLİ ÖZEL MÜLKİYET SİSTEMİNDEN ÇIKIP YAŞANABİLİR BİR DOĞA VE TOPLUMA GEÇİŞ SÜRECİ İÇİNDEYİZ.

DEMOKRATİK DEVRİM GİRİŞİMLERİ VE BAĞIMSIZLIK MÜCADELELERİ SOSYALİST PROGRAM VE UYGULAMALARDAN AYRI YAŞAMA GEÇEMİYOR.

SOSYALİST PROGRAM VE UYGULAMALARIN BAŞARIYLA YAŞAMA GEÇMESİ DE TÜM TARİH ÖNCESİ VE TARİH DÖNEMLERİNİN BİLİNCE ÇIKARILMASINA, GEÇMİŞTEKİ TÜM YAŞAM ÇIRPINIŞLARININ, ACILARININ VE TRAJEDİLERİNİN KUCAKLANIP BENİMSENEBİLMESİNE BAĞLI.

HAYATIN DAYATTIĞI BU BİRLEŞTİRİCİ ZORUNLULUĞU İNKAR: BAŞARISIZLIK VE TRAJEDİ İLE SONUÇLANIYOR... YANİ KAN VE ATEŞ...

... Venezuela örneği; bizlere, ordulaşmış halkların ve halk(çı)laşmış orduların, başta mazlum halklar olmak üzere tüm insanlığın toplumsal kurtuluşunda nasıl yaşamsal bir rol oynayabileceğini gösteriyor. Daha çok Aşağıbarbar (avcı-barışçı) toplum geleneklerine sahip olan ve yüzyıllar boyu dışardan gelen emperyalistlerin kurduğu ve yönlendirdiği ordulara sahip bir bölgede, en son olarak da onlarca yıldır CİA’nın faşist cunta denemelerine “arkabahçe” olan bir dünya coğrafyasında yer almasına rağmen, Venezuela’da yaşamı, halkını ve insanlığı savunmaya çalışan “BOLİVARCI ALBAY” (KEMALİST de denebilir) HUGO CHAVEZ; genellikle, bize benzer ülkelerde görülen ve antiemperyalist-antikapitalist duruşlara, ulusal kurtuluş savaşlarına daha yatkın olan, Ortabarbar (göçebe-ordu millet) geleneklerine sahip “CUMHURİYETÇİ” ordulara ve onların “KEMALİST” subaylarına, bir ibret anıtı olarak, uzaklardan el sallamaktadır. Gören, duyan varmış gibi!

Bizim "entel"ler; Zapata, Bolivar, Che sözcüklerinin ne anlama geldiğini anlamadan, onlara biçimsel bir sempati ile bakarlar da, o sözcüklerin bu topraklardaki karşılığı olan Ulusal Kurtuluş, Kuvayı Milliye, Halkçılık, Cumhuriyetçilik ve Bağımsızlık kavramlarına dudak bükerler, onları beğenmez ve demode, çağdışı, saçma bulurlar! Tıpkı, operanın doğmasına temel olan metropolitenleri anlamadıkları halde, aşağılık kompleksi ile “hayran hayran” dinler gözüken, ancak kendi ülkesinin örneğin Neşet Ertaş’ını "pirimitiv" bulan züppeler gibi. Neşet Ertaş’ı anlayıp dinlemeyen bir “aydın” müslüman mahallesinde salyangoz satmaya kalkmaktan öte hiçbir şey yapamaz...DEVAM